Hayal Kırıklı Hayaller

5 Mart 2010 Cuma

0 yorum  

Gecenin siyahına bulanan hayallerinden, ayağına takılan taşları ayıklıyordu birer birer...
Gece geç vakit.
Gece henüz demlenmemiş yine de.
Gece demini alıyor, aşıklar nasipleniyor...

Ne mi yapıyordu?

Hayaller işte... Kuruyor...
Bilirsiniz... Hani hiç gerçekleşmeyen hayaller... Sizi durup dururken, yürümezken, hareket dahi etmezken bile düşüren, tepe taklak eden hayaller... Düşünmesi bile yeten hayaller... Hayal kırıklı hayaller... Yüreğinize batan, battığı gibi kanatan, kabuk bağlaması zor olan hayal kırıklı hayaller...

Bu hayaller size yüzünü dönmezler. Gerçek yüzünü göstermezler. Bu hayaller, hep sizin hayal ettiğiniz gibidirler... İstediğiniz kalıba girerler. Olmaz demezler.
Hangi beden isterseniz vardır bu hayallerde... Ben "M" beden kullanıyorum. Ama kilo aldım gibi. M beden hayallerim dar geliyor artık, sıkıyor beni. Sıkıyor, sarmalıyor. Ben sevmem dar olanları. Daracık zaten bu hayaller, yüreğime yapışıyor, sıkıyor, batıyor... Ah bu hayal kırıklı hayaller... Canımı çok yakıyor...

Ne mi yapıyordu?

Hayaller işte...
Herkes uyurken, hayallerde parmaklarının ucunda dolaşıyor... Tam hayale dalarken, boğazının kuruduğunu hissediyor, kalkıp bir bardak su alıyor... Rahatlıyor... İşte gözleri kapandı kapanacak yeniden. Hayale dalıyor... Daldı.
Yürüyen bir adam. Kadının önünden geçiyor. Kadın çaktırmadan önünden geçen adamın gözlerine bakmak istiyor. Kaldırıyor başını, bakıyor... Ne görüyor? Adam da o anda kadına bakıyor. Kadın ürperiyor, bakışlarını derhal kaçırıyor... Ve gülümsüyor, istediğinden çok daha fazlasını görüyor...

Gök gürlüyor, hayalden uyanılıyor... Geceaydın!

Yine bir şeyler batıyor... Bu hayal kırıklı hayaller çok fazla oluyor! Hep can yakıyor! O zaman size de bu size yüzünü dönmeyen, can yakan, ayağa takılan, yüreği kanatan hayal kırıklı hayalleri sırtından vurmak kalıyor...

Ah bu hayaller! Adama kalleşlik bile yaptırıyor...


Yazılan bu vakit...