Anlık İleti - 2

4 Mayıs 2009 Pazartesi

 

Kaşlarım çatık yine bu gece. Şu an, şu sıra... Her an ekranı parçalayacak gibi hazırda duruyorum. Bakışlar sert, sözler sert, düşünceler sert...
Sen hiç mi, o kişiden habersiz saatlerce, günlerce, haftalarca, aylarca ağlamadın?...
Sen hiç mi, o kişinin duymayacağını bile bile ona yalvarmadın?...
Sen hiç mi, o kişi için kendini hiçe saymadın?...


Düşünmek istemiyorum seni, anlıyor musun?
Şu an sinirliysem, canım yanıyorsa, delicesine seviyorsam ve ağlıyorsam hepsi ama hepsi senin yüzünden. Evet, senin yüzünden işte. Suçluyorum seni. Seviyorum seni...


Seni düşünmekten başka bir işe yaramayan şu kafamı parçalayasım var. Boşa kürek çeken yüreğimi alıp elime parçalayasım var. Elime ne geçerse parçalayasım var...


Delireceğim artık, delireceğim. Benim sesli-sessiz çığlıklarımı kimse duymuyor. Acımı-mutluluğumu asla olduğu gibi yaşayamıyorum. Patlayacağım ya.


Şu an etrafıma bakıyorum ki elime ne geçirip de neyi kafamda parçalayabilirim...
Neden sinirimi alamıyorum...
Sıkıyorum ellerimi...
Elime geçen sehpayı...


Sus artık, sus!
Her şeyi söylemek zorunda değilsin.
Kapa çeneni!...
...




04.05.2009 / 00:50

0 yorum:

Yorum Gönder