Nelere Kâdirsin Mavi

28 Mart 2009 Cumartesi

 


Azad ediyorum beni kendimden…
Eğer sahibi bensem, nasıl olsa bana geri döner, biliyorum.
Yelkenlerimi suya indiriyorum, yüreğimi yelkenliye bırakıyorum, yelkenliyi de uçsuz bucaksız okyanusa… Yüreğim nefes alsın istiyorum.


Kapatıyorum gözlerimi, bir mavilik duyuyorum kulaklarımda, burnumda, ayaklarımda… Tenime dokunuyor mavi bir hava… Hayallerim uçuşuyor mavi gökyüzündeki pamuk yumağında…
Serin bir mavilikle irkiliyorum. Atıştıran mavilik, beni gülümsemeye alıştırıyor. Gülümseyen yüzüme mavilik damlıyor. “Ben yeşili severim” diyorum ancak mavi şu anda daha cazip geliyor. Yüreğimin aynasına bakıyorum, gözlerim mavi parlıyor… Aa! Kanayan yüreğim de mavi ışıldıyor… Hayret ediyorum, maviyi sevmeye başlıyorum. Aman yeşil duymasın!...


Seyr-i mavilik ne güzel.
Yüreğimin yelkenlisindeyim şimdi. Ağır adımlarımı maviliğe vuruyorum. Rotamı maviliğe çeviriyor ama sonsuzluğa gidiyorum. Tek başınayım. Bilinmezliğe gitmek, tek başıma olmak beni huzursuz etmiyor. Mavi kokulu bir rahatlık var çünkü içimde. Yüreğim hareketsizce duruyor. Yaşıyor mu bilmiyorum, zaten ilgilenmiyorum. Ne kadar rahatım değil mi! İlahi mavi!... Başımı gökyüzüne kaldırıyorum. Beyaz da beni hep cezbetmiştir, gülümsüyorum… Yükseliyorum…


Bulutların içi ne güzel.
Yüreğini senden uzakta bırakıp havalanmak farklı bir deneyim… Buralar beyaz kokuyor. Parlayan beyazlık gözlerimi alıyor. Zaten yüreğim de yok. Eksiliyor muyum ne? Ziyanı yok.
Etrafa bakıyorum ama bu temizlikte kimse yok. Ben bunu hak edecek ne yaptım diye düşünüyorum. Sonra kafa yormamaya başlıyorum. Aa! Şu hemen önümdeki bulut, bir kediyi ne kadar da çok andırıyor. Çocuk muyum ne? Hemen de oyuna daldım.
Ne garip! Beyaz esiyor buralar. Mis gibi beyaz doluyor içim. Yüreğimin boşluğunu da doldurmuş oluyorum… Bastığım yere bakıyorum, ancak bir şey gözükmüyor. Boşlukta mıyım? Aşağıda okyanus gözüküyor, bir de yelkenli. Hatırlıyorum, yelkenleri suya indirmiştim, yüreğimi de yelkenliye, yelkenliyi de okyanusun orta yerine… Adım atıyorum. Düşüyorum…


Okyanusun dibi ne güzel.
Etraf siyaha çalmış bir mavilikle kaplı. Yerlerdekilerin ne olduğunu çıkaramıyorum. Eğiliyor, yerden bir tanesini alıyor, incelemeye koyuluyorum. Ne olduğunu anlamak pek de vaktimi almıyor. Siyahlara bürünmüş bir kalp… Kirlenmiş, heba edilmiş… Ama şimdi maviye çalıyor, kendini yeniliyor, belki de kendine yeniliyor… Bu manzara içimi acıtmıyor. Rahatım çünkü. İçimde mavilik ve beyazlık dört dönüyor. Yavaş yavaş suyun üzerine doğru yüzmeye başlıyorum. Tenimi yalayıp geçen serinlik, beni benden alıyor…


Suyun üzerindeyim. İşte yelkenlim.


Yelkenlinin üzerindeyim. İşte yüreğim.
Yüreğimi elime alıyorum. Siyahlığına bakıyorum. Yüreğime gülümsüyorum.


Azad ediyorum beni kendimden.
Eğer sahibi bensem, nasıl olsa bana geri döner, biliyorum.
Yelkenlerimi suya indiriyorum, yüreğimi okyanusa bırakıyorum.
Yüreğim nefes alsın, siyahlığı maviye çalsın, kendini yenilesin hatta belki de kendine yenilsin istiyorum…


26/27.01.2009

0 yorum:

Yorum Gönder